Aldatılma

Aldatılmak en büyük travmalardan biridir. Sadece sevgili ya da eş tarafından değil en yakın arkadaşınız ya da çok güvendiğiniz biri tarafından da ihanete uğrayabilirsiniz. Aldatıldığınız andan itibaren dünyanız tersine dönmüştür. Sizin için artık hiçbir şeyin anlamı yoktur ve bir daha asla kimseye güvenemeyeceğinizi düşünürsünüz. Sadece sizi aldatana değil aldatıldığınız için kendinize de kızarsınız. Bu dönemi daha sağlıklı ve kolay atlatabilmek için ihtiyacınız olan, yakınlarınızın tesellisinin yanısıra profesyonel bir uzmandan alacağınız destektir.  

Ameliyat öncesi ve sonrası sıkıntılar

Büyük ya da küçük olması fark etmez, ameliyat her şartta korkutucu ve stresli bir süreçtir. Ameliyatı olacak hasta kadar yakınının da desteğe ihtiyacı olduğu bu süreçte olumlu düşünceler her zamankinden daha fazla önem taşımaktadır.

Anlaşılamama

İletişim sorunları hiç kuşkusuz çağımızın en büyük sorunları biri haline gelmiş durumda. Kendini ifade etmeye çalışma çabalarının sonuçsuz kalması, yanlış anlaşılma ya da hiç anlaşılama sahip olunan enerjinin tükenmesine ve bir müddet sonra bireyin içinden çıkılamaz bir boşluğa sürüklenmesine yol açar. Farklı yöntemler denemek ya da ifade süreciyle ilgili radikal kararlar almak kişinin içine sürüklendiği girdaptan çıkmasına yardımcı olacaktır.

Boşanma süreci

Anlaşmalı vakalarda dahi boşanma, adaptasyonu oldukça zor bir süreci de beraberinde getirir. Taraflardan birinin bu ayrılmayıı istememesi halinde ise bu eylem neredeyse ölüme eş değer bir acı ve travmaya yol açabilir. Bu süreçte alınacak psikolojik destek taraf(lar)ın kendine olan güveninin geri gelmesi, yeni hayatına uyum sağlaması ve varsa eğer çocukları ile olan ilişkisinin yeni bir formata oturtulması açısından oldukça gereklidir. 

Eş, aile ve arkadaşlar arasında yaşanan anlaşmazlıklar

İnsan ilişkilerinde ortaya çıkan bazı anlaşmazlıklar önüne geçilemeyen tartışmalara yol açabiliyor. Bu noktada konu basit bir anlaşmazlığın ötesine geçerek bireyler arası ilişkileri bozabiliyor ve bunun sonucu olarak stres, huzursuzluk ve mutsuzluğu da beraberinde getiriyor. Böyle durumlarda ortak çözüm noktasını bulmak her zaman çok kolay olmayabilir. Konuya objektif yaklaşan bir danışmanın öncülüğünde sorun ve çözüm alternatifleri daha net ortaya konabilmekte ve ilişkilerin tamiri sağlanabilmektedir. 

Ev, şehir ve ülke değişikliğine bağlı uyum sorunları

Depresyon ve Kaygı Bozukluklarının birçoğunun altında yatan sebeplerden biri kişinin alışmış olduğu ortamlardan uzaklaşma mecburiyetidir. Bu değişiklik iyi yönde olsa dahi birey yıllarca edindiği bir takım alışkanlıklarından vazgeçmek zorunda kalacaktır. Yeni bir semt, yeni insanlar, yeni iş ortamı ve hatta yeni bir yatak odasına alışma süreci dahi kişide sebebini fark etmediği mutsuzluk, öfke, hüzün ve gereksiz kaygılar yaratacaktır. Bu dönemde alınan psikolojik destek, benzer sorunları yaşayan kişilerle bir araya gelmek alışma sürecine uyumu çok daha kolaylaştıracaktır.

Evlilik hazırlıkları

Evlilik hayat yolculuğundaki en önemli dönemeçlerden biridir. Son derece keyifli ve heyecanlı olan bu süreç, yaşayan için bir o kadar da streslidir. Birey, sorumluluk yükleneceği yepyeni bir hayata atılıyordur. Getireceği bambaşka yaşam tarzı ile aslında koca bir bilinmezdir de evlilik. Evlenecek kişi bir yönüyle halen anne babasının çocuğudur fakat artık kendisinin sorumlu olacağı bir hanesi ve hayatını ilelebet paylaşacağı bir yaşam ortağı olacaktır. Bu geçiş sürecini olabildiğince pürüzsüz atlatmak için psikolojik desteğe her zamankinden fazla gereksinim duyulacaktır. 

İş değişikliği ve iş hayatında yaşanan problemler

Çalışan biri uykunun dışında kalan zamanının neredeyse yarısından fazlasını iş yerinde geçirir. Karşılıklı iletişimin olduğu her ortamda olduğu gibi işyerinde de kişiler arası yaşanan problemler kaçınılmazdır.  Özel hayatınızda problem yaşadığınız bir kişiyi kendinizden uzak tutabilirsiniz, fakat söz konusu iş yeri olduğunda bunu yapmak ne yazık ki o kadar da kolay değil. Ciddi boyutta anlaşmazlık yaşadığınız mesai arkadaşınızla ertesi gün aynı odada beraber çalışmak zorunda kalabilirsiniz. Problemi yaşadığınız kişi müdür ya da patronunuz ise olumsuzluğun kat sayısı çok daha fazla artabilir.  Üstelik tüm bu problemler iş yeri sınırlarında kalmaz. Gün içinde bastırılan yoğun öfkenin evde eş ya da çocuklara yönelir.  İş hayatı kişinin özeli olduğu için burada yaşanan problemler çoğu zaman kişinin en yakınıyla dahi paylaşamadığı problemlerdir. İş değişimi de oldukça zor bir süreci beraberinde getirir. Yeni bir ortam, yeni iş arkadaşları, yeni sorumluluklar... Eğer bu sorunlardan herhangi birini yaşıyorsanız bir uzmandan alacağınız destek problemin çözümünde ya da sürece uyumlu sağlamada farklı alternatifleri görmenize yardımcı olacaktır. 

Kararsızlık

Kararsızlık bazen sadece bir kişilik özelliği olarak kendini gösterse de çoğu zaman depresyonun sebebi olduğu kadar sonucu da olabiliyor. Bu durum bazen öyle yoğun oluyor ki kişi o gün ne giyeceğine dahi karar veremez hale gelebiliyor. Kararsızlığın beraberinde getirdiği zihin yorgunluğu, mutsuzluk, tükenmişlik hisleri ise bir o kadar zorluk teşkil ediyor. Psikoterapi yada psikolojik danışmanlık sürecinde kararsızlığın yol açtığı depresyon ve depresyonun yol açtığı kararsızlığın üzerinde çalışmak mümkün. 

İlişki problemleri ve anlaşmazlıklar

İnsanoğlunun varoluşundan bu yana ilişkilerde anlaşmazlık yaşanması kaçınılmaz bir durumdur. Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği büyük dünya savaşlarının çıkmasına yol açan sebep de anlaşmazlıklardır. Yaşanan bir anlaşmazlık ikili ilişkilerde tarafları son derece mutsuz ettiği gibi, iyi yönetilmediği takdirde ucu birbirine gösterilen fiziksel şiddetten, ayrılığa hatta kimi vakalarda cinayete kadar varabilir. Kişiler arası yaşanan bu problemleri gidermek için alınacak psikolojik destekle yaşam kalitesini arttırmak ve daha güzel bir hayat kurmak mümkün.

Ölüm ve Yas

Ölüm ve yas... Her iki kelimenin de sadece telaffuzları bile korku ve mutsuzluğu çağrıştırmak için yeterli. Kaldı ki ölüm, başa geldiği zaman tek başına üstesinden gelinmesi bir hayli zor bir süreç. Sevilen birinin ölümü demek o kişiyi sonsuza dek görmeyecek olmak demek. Yoğun hasret, çaresizlik, kızgınlık, hayatın düzenine başkaldırı ve hepsinden önemlisi gidenin arkasından yaşadığımız “Neden o?” "Neden benim başıma geldi?" gibi cevabını bulamadığımız sorgulama dönemi... Ölüm ve beraberinde getirdiği yas sürecinin en önemli olgusudur sorgulamak. Yas ölümden sonra yaşanması kaçınılmaz bir dönemdir. Bu süreçten geçerken alınacak psikolojik destek kişinin hayatında, yaşayan diğer sevdiklerinin (eş, çocuk, ebeveyn, arkadaş) varlığını hatırlatacak, bu dönemi ayakta kalarak atlatmasına yardımcı olacaktır.

Hamilelik depresyonu

Yaşamın hiç kuşkusuz en büyük mucizelerinden biridir hamilelik. Bir canlının dokuz ay boyunca bir başka canlının bedeninde büyüyüp gelişmesi ve en sonunda mükemmel bir varlık olarak dünyaya gelmesi...  Hamilelik, başka fiziksel problemler yaşatmadığı takdirde son derece huzurlu ve bir o kadar da kutsal bir süreçtir. Fakat bu madalyonun bir de diğer yüzü var: Hayatı boyunca muhtemelen en fazla seveceği varlığını, evladını kucağına aldığı andan itibaren “anne” vasfını alan yeni kadınların birçoğu için doğum ertesi olan dönem oldukça zor geçebiliyor. Yepyeni bir sorumluluk, ister istemez deforme olmuş bir vücut, eşle olan ilişkinin farklı bir formata taşınması ve uykusuz geceler... Duruma alışana kadar birçok yeni anne bu sürecin girdabına kapılarak kendi ruh sağlığını ihmal edebiliyor. İşte bu noktada  yeni anne, dünyaya getirmiş olduğu bebeğinin keyfini yaşayacağına çok ciddi tedavi gerektiren bir boyuta ulaşabilen ve halk arasında “Lohusa Sendromu” olarak da bilinen hamilelik depresyonuna yakalanabiliyor. Doğum ertesi bu tarz sıkıntıların hissedildiği andan itibaren alınmaya başlanacak psikolojik destek yeni doğum yapmış annenin yeni kimliğine alışma sürecini çok daha bilinçli ve huzurlu bir şekilde atlatmasını sağlayacaktır.

 

Sınav stresi

Mevcut eğitim sistemimizde başarının temel taşı olarak görülen ve çocuklarımızın en büyük kabusu olan sınavlar, yaşadığımız çağda sadece çocuğun kendisini değil tüm aile bireylerini etkileyecek bir boyuta gelmiş durumda. Bedensel şikayetlerden, aile içi düzensizliğe kadar birçok olumsuzluğu beraberinde getiren bu süreci kontrollü bir şekilde yöneterek sonuçlarını çok daha verimli bir hale getirmek mümkün. Sınavın kendisi ve sürece dair sahip olunan negatif düşünceler olayın olumsuzluğunu beslediği için bu durum bir müddet sonra kısır bir döngüye dönüşerek içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. Halbuki dışarıdan alınan psikolojik destek sayesinde negatif düşünceler üzerinde yapılacak olumlama çalışmaları ile sınava girecek olan kişi ile aile bireyleri arasında işbirliği sağlanabilecek ve buna bağlı olarak bu süreç herkes için çok daha olumlu bir hale getirilecektir. 

Aşk acısı

“Aşk insanın gözünü kör eder!” “Aşk acısı” “Kara sevda” “Mutlu aşk yoktur!” Aşkın çoğu tarifinde acı ve karamsarlık vardır. Geçmişten günümüze kadar gelen bu sözler çok daha yanlış değil aslında. Aşık olan kişi dünyası alt üst olur. Bir de yaşadığı bu aşk imkansız ya da umutsuzsa... Bazen hiç olmayacak ya da kimseye söyleyemeyeceği birine de aşık olabilir insan. İçinde belki biraz umut kırıntıları olan bu aşk mutluluktan çok gözyaşı ve hüzün getirir. İşin içinden çıkmak bir o kadar zorlaşır.

Yıllardır "Aşkın çaresi yok" denilse de bazen farklı ve tarafsız bir gözün gördükleri bu umutsuz duruma hiç beklenmedik bir çözüm getirebilir. 

Yalnızlık

İnsan, hayatında zaman zaman bir şeylerden kaçıp yalnız kalmak isteseyebilir. Bu son derece normal bir istektir. Fakat kişinin arzusu dışında ve sürekli olarak yaşanan yalnızlık doğaya aykırı bir durumdur. Dolayısıyla sürekli yalnızlığa maruz kalmak büyük ruhsal sorunları da beraberinde getirebilir.  Yalnızlığın bir sürü nedeni olabilir: Terk edilme, ölüm, çevreye olan uyumsuzluk... Bazen de hiç sebepsiz yere yalnız hissedebilir insan. Bu dünyada her şeyin olduğu gibi yalnızlığın da bir çaresi var. Yeter ki elimizi tutmak için orada olanlara elimizi uzatabilelim...

Yaşlılık sorunları

Yaşlandıkça hayatın tatlı olduğu kadar acı yönlerini de biriktiriyor insan. Birçok sevdiğini yitiriyor öncelikle. Şahit olduğu ölümler kişiye kendi ölümünü düşündürtüyor çoğu zaman. Türlü zorlukların üstesinden geliyor ya da gelemiyor. Tüm bunlar eninde sonunda hayatın ona kattığı tecrübeler sayesinde sahip olunan irfan haline dönüşüyor. Kimisi bunun farkına vararak yaşlılık dönemlerinde de hayattan keyif almaya devam edebiliyor. Güzelliklerin daha çok depolandığı, kaliteli geçirilen bir yaşlılık dönemi gerçekten de hayatın bize verdiği bir mükafat. Kimileriyse hayatının bu döneminde depresyona daha fazla meyilli olabiliyor. İşte bu dönemde aile bireyleri ile ilişkinin niteliği ve alınacak psikolojik destek son derece önemli.