Terörizmin yarattığı korku ve stresle başa çıkmak...
Daha birinin yangını sönmeden başka acımasız bir terör atağıyla yüreklerimiz yanıyor. Yine onlarca masum insan hayatını kaybetti, bir o kadarı da yaralandı. Geride kalan bizler ise çaresiz, şaşkın, kızgın, üzgün ve ne yapacağımızı bilemez bir haldeyiz. Ülkemizde son zamanlarda, ne yazık ki oldukça sık yaşadığımız bu hain terörizm saldırıları psikoloji biliminde "kişide travma yaratan olgular" listesinin ön sıralarında yer almaktadır. Terör ve terörizm tartışmaları 21’inci yüzyılda oldukça önemli bir hale gelmiştir. Modern çağın başlangıcından bu yana çeşitli formatlarda ortaya çıkan terör grupları, zamanla daha profesyonel ve öldürücü bir konuma gelmişlerdir (Bal, 2006).
Konuyu daha iyi anlayabilmek için öncelikle terörizmin ne anlama geldiğine çok kısaca bir bakalım:
Terörizm, sözlük anlamı "yıldırı" (TDK, 2010) olan terör kelimesinden türemiştir. Terörizm (yıldırıcılık) ise en basit açıklamasıyla, "terör olgusuna siyasal bir içerik katma" durumudur. Yani terörizm, savunulan bir dava (sosyal, dinsel, ekonomik, siyasal ve hatta psikolojik) ya da siyasal anlaşmaya dikkat çekmek için cana kıyma ve mal yakıp yıkma gibi şiddet ağırlıklı hareketler içinde bulunarak savunmasız vatandaşlar üzerine korku ve çaresizlik salarak onları "yıldırma" çabası içeren bir durumdur. Korku ve dehşet yaymak suretiyle baskı kurma (aktaran Bal, 2006, s. 7) hareketlerinin sonucu olarak bazen şans eseri can kaybı olmayabilirken saldırıların büyük bir yüzdesinde ne yazık ki yoğun bir can kaybı ve maddi zarar yaşanmaktadır. Zaman içinde ortaya çıkan terör grupları bir öncekinden çok daha yıkıcı ve vahşi bir hal almıştır. Nitekim 19’uncu yüzyılda basit silahlarla mücadele eden teröristler, 20’inci yüzyılda daha gelişmiş silahlarla savaşlarını ilerletmişler ve günümüzde binlerce insanın yaşamına son verecek boyutta teknolojiyi kullanır hale gelmişlerdir.
Terörizm, kurbanlarını fiziksel ve ruhsal olarak etkilemekle beraber duruma seyirci kalanlar üzerinde de yoğun bir ruhsal travmaya yol açar. Kamuoyundaki huzursuzluğun en büyük kaynaklarından biri de medyada terör ve terörizme ait olaylara geniş boyutta yer verilmesidir. Bu etki özellikle çocuklar üzerinde de kendini daha çok göstermektedir (Gökçe ve Demiray, 2004 s. 74-75). Teröristlerin yaptıklarını anlamak ve anlamlandırmak birçoğumuz için (konunun uzmanları dışında) neredeyse imkansızdır. Normal algımızı aşan bu durumlar korku, çaresizlik, hassasiyet ve üzüntü yaratan bir takım psikolojik olayların meydana gelmesine yol açar. Zaten de terörizmin asıl amacı sıradan vatandaşa korku ve çaresizlik duygusu aşılamak ve bu faktörleri kullanarak halkı ve devleti baskı altında tutmaktır.
Fiziksel ve psikolojik bütünlüğümüzü tehdit eden bir unsur olma özelliğiyle terörizm de bir ruhsal travmadır. Travma hiç beklemediğimiz bir anda kontrolümüz dışında gelişir ve varlığımız için büyük bir tehdit oluşturur. Psikolojide şok (büyük sarsıntı) insanın kendini savunmak amacıyla var olan kendi duygusunun, direnme yeteneğinin, etkinliğinin ve düşünme yeteneğinin ortadan kalkmasıdır (Ferenczi, 2014, s. 11). Terör olayı da tıpkı şok gibi her zaman hazırlıksız olarak ve ansızın gelir. Kendi ya da başka bir yakını "Hayır benim başıma gelmez!" dediği bu korkunç olayı yaşayan ya da yaşayabileceği gerçeği ile yüz yüze gelen kişi artık güven duygusunu kaybetmiştir. Yaşanan her travmada olduğu gibi terörizmin sonucu da yoğun kaygıdır.
Travma sonrası görülen tepkiler:
• Duygusal: Üzüntü, öfke, endişe, şok, sinirlilik, karamsarlık...
• Fiziksel: Bedensel ağrılar, yorgunluk, çarpıntı, nefes alamama, ani ses karşısında irkilme...
• Davranışsal: Uykusuzluk, iştahsızlık, içe kapanma, ilgisizlik, dikkat bozukluğu...
olmak üzere üç gruba ayrılırken,
Travmaya maruz kalanlar sırasıyla:
- Olayı yaşayanlar ve yakınları,
- Olaya müdahale edenler,
- Olaya yerinde tanık olanlar,
- Olayı medya ya da diğer yollarla öğrenip tanık olanlar
şeklinde dört gruba ayrılır. Olayı birebir yaşayan grup ile sonuncu grup arasında fark olmasıyla beraber travmanın yaşanması açısından her dört grup için de benzer bir mekanizma geçerlidir.
Terörün yarattığı stres ve korku ile başa çıkmak için neler yapabiliriz?
• Terörizmin yol açtığı travmayla başa çıkmanın en önde gelen koşullarından biri konuşmaktır. Olay karşısında hissedilenlerin, korkunun, mevcut endişenin konuşularak paylaşılması içinde bulunulan durumun normalleştirilmesi açısından faydalı olacaktır. Akıl sağlığı uzmanından psikolojik destek alınması, aynı duyguları paylaşan diğer kişilerle konunun konuşulması önerilir.
• Rutin hayata bir an evvel dönmeye çalışmak, kaçınılan davranışlardan (terör olayının gerçekleştiği mekanlara gitmemek ve hatta uç durumlarda kendini eve kapamak) vazgeçmek, mümkün olduğunca eskiden yapmaktan zevk alınan şeylere yapmaya devam etmek de bu süreç için önemlidir.
• Durumu zamana bırakarak pozitif düşünceye odaklanmak da travmayla baş etmede önemli olgulardan biridir.
• Konu terörizm olunca medyanın etkisi çok büyük olduğu için bu süreçte elinizden geldiğince saldırı görüntülerinden (sesli ya da sessiz) uzak kalmanız içinde bulunduğunuz durum ile baş etmede ve normal hayata geri dönüşünüzü hızlandırmada yardımcı olacaktır.
Unutmayın terörist saldırıların baş amacı halkı sindirmek ve korkutmaya yöneliktir!
Saldırı ve saldırganların amaçlarına erişememeleri için, elimizden geldiğince içinde bulunduğumuz durumun yol açtığı travmayla baş etmeye çalışmalı ve terörizme karşı toplumca birlik halinde bulunmalıyız!
Bu yaşadığımızın artık son olması dileğimle tüm ülkemizin başı sağ olsun!..
Kaynakça:
Bal, İ. (2006) Terörizm. Terör, Terörizm ve Küresel Terörle Mücadelede Ulusal ve Bölgesel Deneyimler. Ankara: USAK.
Ferenczi, S. (2014) Psikolojik Travma. İstanbul: Cem Psikoloji.
Gökçe, O. ve Demiray, U. (2004) Terörün Görüntüleri, Görüntülerin Terörü... Konya: Çizgi
Türk Dil Kurumu (2010) Türkçe Sözlük. Ankara: Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları.