Yeme bozukluklarını ciddiye almalıyız!!!
Yemek yeme dürtüsü ile ilgili bozukluklar (kısaca "Yeme Bozuklukları"), vücut ağırlığı takıntısı, vücudun şekli ile ilgili olumsuz düşünceler ve beraberinde getirdiği duygulanım bozukluklarının olduğu özel bir hastalık grubudur. Daha çok genç bayanlarda, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde görülmekle beraber çocuklar, genç öncesi grup, yetişkin kadınlar ve erkekler de bu problemleri geliştirebilirler. Anoreksiya ve Bulimiya Nervoza olarak iki ana gruba ayrılan bu tür bozukluklar kişinin genel vücut sağlığını etkileyecek ve hatta hayati tehlike içerecek kadar güçlü olan hastalıklardır.
Yemek yemekteki temel amacın beslenme yoluyla sağlığımızı koruyup yaşamımızı devam ettirme olmasına rağmen, kimi zaman sadece beslenmek için değil, rahatlama, eğlence, paylaşım, sıkıntı ya da öfke gibi negatif duyguları bastırma amacıyla da yemek yeriz. İçinde bulunduğumuz toplum ve coğrafi konum, aile ve ekonomik koşullar yeme alışkanlıklarımıza yansıyan dış faktörlerdir. İçsel faktörler ise yemek yemenin bir sorun haline gelip gelmeyeceğini etkilemekte daha etkilidir. Yeme alışkanlıkları ile ilgili sorunların ortaya çıkmasına birden fazla faktör etken olabilir.
Sosyal Baskı: Zayıflığa değer vermeyen toplumlarda, yeme bozuklukları yok denecek kadar azdır. Zayıflığın çok önemli olduğu toplumlarda ise yeme bozukluklarına çok sık rastlanır. Örneğin, günümüzde bizim toplumumuzda da medya (gazete, dergi, televizyon) sürekli dış görünüşümüzdeki hataları düzeltmekle uğraşır. Bizim kültürümüzde de fiziksel çekicilik sosyal alandaki başarımıza katkı sağlar. Toplumun bu baskısı, yeterince ince olamadığımız için olumsuz bir beden algısı geliştirmemize ve dolayısıyla tehlikeli olabilecek bir diyet çabasına girmemize neden olabilmektedir.
Kontrol Kaybı Korkusu: Yaşantımızın kontrolünü kaybettiğimizi düşündüğümüz bazı zamanlarda kendimizi kontrol edebildiğimizi hissetmemizi sağlayan diyetleri uygulamak rahatlatıcı ve tatmin edici olabilmektedir. Bu nedenle diyet kilo vermek için uygulanan bir yöntem olmaktan çıkıp tek başına bir hedef durumuna gelmektedir.
Aile İçi Etkileşim: Yemek yemek, aile başta olmak üzere diğer insanlarla olan yaşantımızın önemli bir bölümünü oluşturur. Bazen bir gencin duygusunu ifade edebilme ya da ailesini etkilemenin tek yolu sunulan yemeğe “hayır” demek olabilir. Kimi zaman ise bunun aksi olarak olumsuz duygusunu ifade edemeyip bastırmaya çalışan gençler yemek yerler ve daha sonra da adeta olumsuz duygularını boşaltırcasına yediklerini çıkarırlar. Bazı durumlarda ise aile ile çok iç içe yetişen gençler için yeme bozukluğu bağımsız bir kimlik kazanma çabasının bir sonucu olarak ortaya çıkmış olabilir.
Yoğun Üzüntü/Sıkıntı: Yaşanılan olumsuz durumlarda kişi tepkisel olarak kendini yemeye verebilir ya da bunun tam aksi bir şekilde tümüyle yemeden içmeden kesilebilir.
Anoreksiya Nervoza
Anoreksi aşırı diyet yapma sonucu oluşan önemli derecedeki kilo kaybıdır. Bu bozuklukta kişi gıda alımını o kadar uzun süre durdurabilir ki, vücut ağırlığının %20-50 kadarını kaybedebilir.
Genel olarak aşağıdaki faktörlerin varlığı durumunda anoreksiden bahsedilmektedir:
- Bulunduğu yaş grubu ve boy uzunluğu açısından normal kabul edilen en az kilo ya da bu ağırlığın üzerindeki kiloyu kendisi için uygun bulmayıp, kabul etmeme,
- Yaş ve boy göz önüne alındığında beklenenden daha düşük bir kilosu olmasına rağmen kilo almak ya da şişmanlamaktan aşırı derecede korkma,
- Kişinin kilosu ya da vücut şeklini bozuk algılaması,
- Bayanlarda birbirini izlemesi gereken en az 3 adet döneminin olmaması.
Anorekside Kişilik Yapısı
Anoreksikler genelde mükemmelliğe ulaşmaya çalışırlar. Oldukça yüksek hedefler belirlerler ve kendilerini sürekli olarak ispatlamak zorunda hissederler. Genelde başkalarının ihtiyaçlarını hep kendi ihtiyaçlarının önünde tutarlar. Anoreksik bir hasta yaşamda kontrol edebildikleri tek olayın yemek ve kiloları olduğunu düşünürler. Her sabah tartı üzerindeki sayı, zayıf olma hedeflerinde başarılı olup olmadıklarını belirler. Kilo kaybetmeyi başardıklarında kendilerini güçlü ve kontrolde hissederler. Genelde kalorilerine ve kilolarına yoğunlaşmaları istemedikleri duyguları bloke etmenin bir yoludur. Anoreksikler için problemlerle direkt olarak baş etmektense kilo vermek daha kolaydır. Genelde bu kişilerin kendilerine güveni çok azdır ve bazen yemek yemeyi hak etmediklerini düşünürler. Çoğunlukla bir sorun olduğunu inkar ederler. Açlık duygusunu sürekli olarak inkar ederler. Kendilerine yardım edilmeye çalışıldığında şiddetle direnirler çünkü terapi onlar için sadece yemek yemeye zorlanmak demektir. Problemleri olduğunu bir kere kabul ettikten sonra ve yardım almayı kabul ettikten sonra tedavi edilebilirler.
Anorekside Belirtiler
- Gözle görülür kilo kaybı,
- Gittikçe içe kapanmak,
- Aşırı derecede egzersiz yapmak,
- Kilo almaktan şiddetle korkmak,
- Yorgunluk,
- Sürekli üşümek,
- Kaslarda güçsüzlük,
- Yemeklere, kaloriye ve yemek tariflerine gereğinden fazla ilgi göstermek,
- Yemek yememek için sürekli bahane bulmak (örn: “Daha önce yedim” “Kendimi iyi hissetmiyorum” gibi)
- Alışılmadık yemek yeme alışkanlıkları (örn: yemekleri minik parçalara bölmek)
- Yiyecek yanında fark edilebilen bir rahatsızlık,
- Çok ince olmasına rağmen aşırı şişman olduğundan yakınmak,
- Başkaları için yemek pişirme ama kendisinin yememesi,
- Sadece diyet yiyecekleri ile yemekleri sınırlamak,
- Yemek yediği için utanç ya da suç hissetmek,
- Depresyon,
- Kusarak, müshil ilacı ya da diyet hapı kullanarak kilo kontrolü sağlamak,
- Düzensiz adet görmek,
- Adetin durması,
- Kilo kaybını saklamak için bol kıyafetler giymek,
- Sürekli tartı üzerinde kilo kontrolü yapmak,
- Baş dönmesi ve bayılmak,
- Topluluk arasında yemek yemekte zorlanmak,
- Yemek yeme düzeni konusunda oldukça ketum olmak,
- Neredeyse beyaza kaçan solgun bir yüz,
- Baş ağrıları,
- Mükemmelliyetçi yaklaşım,
- Kişisel değerini ne yiyip yemediği ile belirlemek,
- Kilo kaybını açıklayabilecek hiç bir fiziksel sorunun olmaması.
Anorekside Bedensel/Tıbbi Komplikasyonlar
- Yorgunluk ve enerji eksikliği,
- Adetin durması,
- Cilt problemleri,
- Saçların ve tırnakların zayıf olması ve kolay kırılması,
- Baş dönmesi ve baş ağrısı,
- Aşırı su kaybı,
- Nefes darlığı,
- Kalp atışında düzensizlik,
- Ellerin ve ayakların soğuk olması,
- Şişkinlik,
- Kabızlık,
- Saç kaybı,
- Mide krampları,
- Metabolizmanın yavaşlaması,
- Vücudun su toplaması,
- Karaciğer ve böbrek yetmezliği,
- Kemik erimesi,
- Uykusuzluk,
- Kansızlık,
- Kısırlık,
- Depresyon,
- Potasyum eksikliği,
- Kalp krizi ve ölüm.
Bulimiya Nervoza
Anoreksiden daha sık görülen ve “Bulimiya” adı verilen yeme bozukluğunda "tıkınırcasına" ve "boğulurcasına" yemek yeme nöbetleri vardır. Bu nöbetlerde kişi belli bir insanın yiyebileceği miktarın çok daha fazlasını çok daha kısa zamanda yer. Kişi yemek yeme ihtiyacını ve doygunluğunu hissetmez ve denetleyemez.
Bulimik kişi bu kadar yemeği istemsiz bir şekilde yedikten sonra kilo alma kaygısına kapılır ve bundan sakınmak için parmaklarını gırtlağına yerleştirerek kusma refleksini başlatır ve midesindekileri boşaltır. Diğer bir yöntem olarak laksatif (dışkıyı yumuşatan ilaçlar), diüretik (sıvı kaybını sağlayan) ya da lavman (barsak boşaltıcı) ilaçlarıyla bu gıdaları vücudundan uzaklaştırmaya çalışır. Bazı kişiler de yemek yeme nöbetleri sonrasında uzun bir süre hiç yemek yememe ya da çok ağır egzersizler yapma gibi yollara başvururlar.
Bulimiyanın en önemli özelliği bu kontrolsüz yemek yeme ve çıkarma nöbetlerinin tekrarlayıcı ve kronik bir hal almış olmasıdır.
Bulimiyada Kişilik Yapısı
Bulimikler genelde kendilerini değersiz hisseden kişiler arasında görülür. Başkalarının kendilerini onaylamasına ihtiyaç duyarlar. Başkalarını mutlu edebilmek için ellerinden geleni yaparlar ve bu arada kendi duygularını gizlerler. Bu kişiler için yiyecek tek rahatlama alanı haline gelir. Bulimi kişinin duygularını bloke etmesini ve dışarı çıkmasını önlemesini sağlar. Anoreksiklerden farklı olarak, bulimikler bir rahatsızlıkları olduğunun farkındadırlar ve kendileri için yardım arama ihtimalleri daha yüksektir.
Bulimiya’da Belirtiler
- Aşırı yemek,
- Gizli yemek,
- Yemekten hemen sonra banyoya gitmek,
- Kusmak,
- Laksatif, diyet hapı yada vücuttaki fazla suyu atmaya yarayan haplardan kullanmak,
- Ani kilo değişimi,
- Boğazların şişmesi,
- Damar çatlaması,
- Aşırı egzersiz rejimleri,
- Oruç tutmak,
- Duygularda ani değişimler,
- Depresyon,
- Aşırı derecede kendini eleştirmek,
- Ağırlığa bakarak kendi değerini belirlemek,
- İsteyince yemeyi bırakamayacağından korkmak,
- Yedikten sonra kendini küçük ve aşağı görmek,
- Yorgunluk,
- Kas yorgunluğu,
- Diş çürümesi,
- Kalp atışlarında düzensizlik,
- Restorantlardan, planlı yemeklerden ya da sosyal toplantılardan kaçınmak,
- Boğaz ağrısı,
- Başkalarının onayına ihtiyaç duyma,
- Madde kullanımı.
Bulimiyada Bedensel/Tıbbi Komplikasyonlar
- Yorgunluk ve enerji kaybı,
- Adet görmemek ya da görmekte düzensizlik,
- Baş dönmesi,
- Baş ağrıları,
- Su kaybı,
- Kabızlık ve ishal,
- Nefes darlığı,
- Kalp atışlarında düzensizlik,
- Depresyon,
- Boğazda yırtılma,
- Saç dökülmesi,
- Mide ağrısı ve şişme,
- Diş minesinde aşınma,
- Kronik boğaz ağrısı,
- Karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları,
- Kulak altı tükürük bezlerinin büyümesi,
- Ellerde ve ayaklarda şişme,
- Tansiyon düşüklüğü,
- Göğüs ağrıları,
- Mide ülseri ve pankreasta şişme,
- Midede genişleme ve yırtılma,
- Elin üstünde ve eklem yerlerinde yıpranma,
- Kansızlık,
- Kalp krizi ve ölüm.
Yeme Bozukluklarında Tedavi
Ön planda hastanın kilosunun normale getirilmesini sağlayan tedaviyi takiben psikolojik terapide hastanın hem yeme bozukluğu hem de hastalığın altında yatan kişisel ve kültürel psikolojik etkenleri üzerinde çalışılır. Tedavinin son aşamasında ise hastanın hem kendisiyle hem de yiyeceklerle barış içinde ve sağlıklı bir şekilde nasıl yaşayacağı öğretilir.
Çoğu hastada yeme bozukluğunun yanı sıra aynı zamanda tedavi edilmesi gereken depresyon, kaygı bozukluğu ve diğer psikiyatrik sorunlar da mevcuttur. Bu yüzden yeme bozukluklarında kabul edilen en ideal tedavi şekli, psikoterapist, doktor, yeme uzmanı ve hemşire gibi farklı alandan çeşitli klinisyenlerin bu tedaviye katılması şeklindedir. Bazı özel durumlarda ise tedaviye dahiliye uzmanı, kadınlarda kadın hastalıkları ve doğum uzmanı, yemek borusu ya da bağırsaklardaki bozuklukların ameliyatla tedavisi gerektiğinde ise genel cerrahi uzmanı da katılabilmektedir. Tedavi kişiye özel olarak belirlenmelidir; çünkü, tedavi hastalığın şiddetine ve hastanın özel sorun ve ihtiyaçlarına hitap etmelidir.
Yeme bozukluğu, hem fiziksel hem de ruhsal olarak hastayı tahrip eder. Dolayısıyla, bu tür rahatsızlığı olan kişilerin hemen doktora başvurmaları gerekir. Erken zamanlarda teşhis edilmeyen ve geç kalınan durumlarda yeme bozukluğu kronik bir hale gelebilir ve hastanın yaşamını tehdit edebilir. Bu yüzden erken teşhis ve önlem almak bu hastalığın tedavisinde çok önemlidir.