Bu dönem artan olguların en başında teknoloji bağımlılığı geliyor. Teknoloji bağımlığının tanımı nedir? Çocuk ve ergenlerde bu tarz bir bağımlılığı engellemek için ebeveynlere düşen roller nelerdir?

Bağımlılığın İngilizce karşılığı olan “addiction” kelimesi Latince “addicere”den gelmektedir. Addicere ise “tutsaklık” demek. Dolayısıyla herhangi bir şeye karşı geliştirilen bağımlılık o şeyin tutsağı olmak anlamına gelmektedir. Bağımlılık deyince akla ilk gelen sözcükler sigara, alkol ve uyuşturucu olsa da aslında bağımlılığın yelpazesi bir hayli geniş. İnsan hayatı boyunca sigara, alkol ve uyuşturucunun dışında, kumar, internet, teknoloji, alışveriş, seks, şeker, kafein ve hatta başka bir insanın bağımlısı olabilir. Teknoloji ve internet bağımlılığı pandemi öncesinde zaten ciddi anlamda bir sorun haline gelmişken evde kalma sürecinde yetişkinlerin yanısıra özellikle çocuk ve ergenlerde de teknoloji ve internet kullanımı ne yazık ki normal sınırların fazlasıyla dışına çıktı. 

Teknoloji bağımlılığını birkaç cümle ile tanımlamak gerekirse: 

  • Biyolojik değil davranışsal bir bağımlılıktır. 
  • Kişi ile teknolojik aletin iletişimi sonucu ortaya çıkar.
  • Diğer bağımlılıklarda olduğu gibi mahrumiyete bağlı kaygı yaşanır. 

Bağımlılığın sinsi oluşma süreci teknoloji bağımlılığı için de geçerlidir. Her şey “masum” bir zevk alma ile başlar. Zevk alan kişinin beyninde bu zevk anlarına dair şemalar oluşur. Dolayısı ile kişi zevk veren olgudan uzak olsa da en ufak bir uyaranla bu şemalar aktive olur. Kişi o hazzı yaşamak için zevk veren şeyi yeninden kullanır/yapar/yaşar. Bu tekrarlar çoğaldıkça alışkanlık meydana gelir. Alışkanlığın sonucunda da bağımlılık gelişir. Bu süreç kiminde uzun zaman alsa da bazen bağımlılığın oluşması çok daha kısa sürelerde gerçekleşebilir. 

İnternet kullanımı, 2013 yılında “Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı DSM-5”de  “İnternet Oyun Bozukluğu” başlığı altında resmi olarak bir rahatsızlık olarak kabul edilmiştir. İnternete ait diğer uygulamaların problemli kullanımını içerdiği uzun zamandır tartışılmaktadır dolayısıyla yakın gelecekte oyun dışında diğer kullanımların da bir rahatsızlık olarak tanımlanması çok da şaşırtıcı olmayacaktır. Günümüzde ve özellikle pandemi sürecinde ergenlerdeki teknoloji bağımlılığı akıllı telefonlarla bağdaştırılmaktadır. Bunun en önemli sebeplerinden biri kullanılan telefonların birer statü sembolü haline gelmiş olmasıdır. Eskiden okul ya da arkadaş çevresi gibi unsurlar kimlik oluşturmayı tanımlarken bugün gençler birbirilerini kullandıkları telefona göre sınıflandırabilmekteler. Bunun yanısıra akıllı telefonlar sağladıkları uygulamalarla önemli bir sosyalleşme aracı görevi gördükleri gibi, oyun oynayabilme, fotoğraf ve video çekebilme özellikleriyle vazgeçilmez bir eğlence aleti haline de gelmişlerdir. Sayesinde gençlerin kendilerine ait bir dünya yaratabildikleri bu avuç içi kadar aletlerin son derece kolay ulaşılabilir olmaları da onlara olan bağımlılığı arttırmaktadır. Bu bağımlılığın yalnızlıkla döngüsel bir ilişkisi vardır. Yalnız hisseden genç telefonuna odaklanır, bu odaklanma (bağımlılık) yalnızlığı tetikler. Kırılmadığı takdirde sürekli devam eden bir kısırdöngünün oluşması kaçınılmazdır. 
                                                   
Teknoloji bağımlılığı yalnızlığı tetiklediği gibi başka rahatsızlıkların gelişmesine de yol açabilir: 

Nomophobia (NO-MObile-phone PHOBIA): Nomofobi
Herhangi bir sebepten dolayı akıllı telefon kullanımı engellendiğinde yaşanan kaygının yol açtığı durumdur. Kişi, telefona erişimi olmaması halinde kaygı, nefes alamama, stres, gerginlik ve sıkıntı gibi bir takım fobik semptomlar sergiler. Telefona ulaşması halinde rahatlama hissi yaşar. 

Netless Phobia: Netlesfobi: 
Benzer fobik semptomların internete erişim sağlanamaması halinde geliştiği bir durumdur. Kişilerin gittikleri yerde wi-fi olup olmadığını sorması, otel vs gibi seçimlerde wi-fi özelliğinin ön planda tutulması gibi davranışlar gelişir. 

Text neck: Cep telefonu boynu fıtığı: 
Akıllı telefonların mesajlaşma, sosyal medya takibi ya da oyun oynama özelliklerinden dolayı kişinin uzun süreli ekrana bakması ve buna bağlı olarak boyun bölgesinde gelişen rahatsızlıktır. Kişi bu hastalığa bağlı olarak boyun ve omuz ağrıları çeker, duruş bozuklukları gelişir ve gün sonunda yaşanan aşırı yorgunluk gözlenir. 

Teknoloji ile kuşatıldığımız bu çağda çocuk ve gençleri hedef alan bu bağımlılığı engellemek ebeveynlere düşüyor. Peki ebeveynler bu hassas konuda neler yapabilirler? 

Kullanım çizelgesi hazırlayın: Sınır koymak her zaman işe yarar. Çocuğunuzun internet, televizyon ve bilgisayar kullanımını kademeli olarak sınırlandırmak önemlidir. Bu konuda yesilay.org tarafından önerilen süreleri kullanabilirsiniz. 

Alternatif aktiviteler belirleyin: Bağımlılığı önleme ya da var olan bağımlılıkla baş etmenin önemli araçlarından biri odak dağıtmaktır. Çocuğunuza teknolojiye alternatif aktiviteler (spor, sanat ve müzik dallarından birine yönelmek gibi) önerin. Beraber yapacağınız ortak aktiviteler (piknik yapmak, sinemaya, maça gitmek gibi) bulun. 

Model olun: Onlara kısıtlama ve kurallar koyarken bu kurallara en başta kendinizin uyduğundan emin olun. Örneğin yemek masasında akıllı telefon kullanımını yasakladıysanız kendi telefonunuzu da ortadan kaldırın. 

Yetişkin gibi davranın: Çocuklarınıza birer yetişkinmiş gibi davranın. Teknolojinin kontrolsüz kullanımının yol açacağı zararları, bağımlılık riskini net ve açık bir dille anlatın. 

Akıllı telefon ya da tabletleri teselli ya da susturmak için kullanmayın: Günümüz şartlarının en büyük getirisi olan tahammülsüzlük ebeveynlerin hatalı davranışlarına yol açabiliyor. Bu davranışlara bir örnek de ağlayan ya da susmayan çocuğun eline verilen telefon ve tabletler. Bizim ileriyi çok düşünmeden sığındığımız bu “sözde kurtarıcı”ların daha sonra bağımlılık yaratan unsurlar olacağını kendinize sıkça hatırlatın. 

Gözlemleyin: Çocuğunuzun teknoloji ile ne kadar vakit geçirdiğini gözlemeden bilemezsiniz o yüzden bıkmadan, usanmadan fakat özel alanını çok ihlal etmeden gözlemleyin.

Akranları ile görüştürün: Çağımızın teması ve teknoloji bağımlılığın tetiklediği yalnızlığı engellemek için çocuklarınızın arkadaşları ile görüşmesi için fırsatlar yaratın. Gerekirse diğer ebeveynlerle bir araya gelip farklı programlar organize edin. 

Aile içinde olumlu ve demokratik ortam yaratın: Kural ve yasakları olabildiğince olumlu bir ortamda şekillendirin. Bazı kuralları çocuklarınızla beraber tasarlayın. Ne kadar teşvik edici olursanız kurallara uyumsuzluğu ve sınır ihlalini engelleme olasılığınız o ölçüde artar. 

Ve son olarak, 
SEVGİNİZİ GÖSTERİN ve TUTARLI OLUN! Tüm bu önerileri bir müddet uygulayıp bir müddet sonra bırakırsanız ya da uygulamada tutarsızlık sergilerseniz çabanız boşa gider. Tutarlı olup çocuklarınıza onlara olan sevginizi her fırsatta dile getirirseniz bir ebeveyn olarak açamayacağınız kapı yoktur. 

Klinik Psikolog Şehnaz Tuna